Yazılarımız

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Oyun oynamak, ”sadece boş zaman geçirmek” olarak bildiğimiz ve yüklediğimiz anlamı ile çocuklara özgü bir kavram değildir. Doğal yaşamın akışında oyun oynama eylemi içgüdüsel olarak vardır. Öyle ki, belgesellerde de görebileceğiniz güç uyumsuzluğunun olduğu canlılar arasında bile oyun oynama içgüdüsü avlanma içgüdüsünden ağır basmıştır. Yine bazı deneylerde oyun oynama deneyimine sahip hayvanların zor şartlar altında hayatta kaldıkları gözlemlenmiştir. Aslında tüm bunların özünde oyun oynama için canlıların becerilerini geliştirdiği, ruh halimizi olumladığı ortaya çıkar.

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Stuart Brown’un TED Talks’ta gerçekleştirdiği konuşmada söylediği gibi “Kötü bir gün geçiriyorsanız bir de zıplamayı, dönüp durmayı deneyin. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Kendinizi bunu sırf yapmış olmak için yapan bu kişi gibi hissedebilirsiniz. Belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur. Bir şeyin amacı, o şeyi yapmaktan daha önemliyse o zaman o şey muhtemelen bir oyun değildir.”

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Oyun, Eğlenceden Çok Daha Fazlasıdır

Merak ve keşif ise oyunun bir parçasıdır. Çocuklar hepimizden meraklı ve keşfetmeye açıktırlar. Bu nedenle oyun, çocuklar için çok iyi bir öğrenme aracıdır. Okul öncesi çağdaki çocukların vurmaları, ıslık çalmaları, çığlık atmaları, kaotik davranmaları ve bu sayede oyununun bir parçası olmaları ile ortaya çıkan çok sayıda belirti; bilişsel, duygusal veya fiziksel açıdan gelişmelerini sağlar. Tam da bu noktada anlayacağımız gibi oyun oynamak ruhsal gelişimde, küçük yaşlardan itibaren doğru beslenmek kadar değerli ve kalıcı bir etki bırakmaktadır.

Yazı için gönüllümüz Bige Öktem’e teşekkür ederiz.

Related Posts