20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü. Tek bir gün değil her gün bize çok iş düşüyor. Çocukların haklarını onlara teslim etmek üzere emek vermek bize düşüyor. Önemseyen insanlarla çevrili her tarafımız. Birlikte çalışarak üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz. Önemsiyoruz ekibi olarak biz, oyun hakkını önemli bulup o yolda küçük bir adım atmak üzere çalışıyoruz.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji 4. sınıf öğrencisi Selin Tutku Tabur, bizim için oyunu kaleme aldı.
Koşullarından Bağımsız, Oynamak Her Çocuğun Hakkı
Oynamak her çocuğun hakkı. Çünkü, çocuk demek oyun demektir. Oyun çocuğun fiziksel, duygusal, sosyal, bilişsel gelişimi için önemli bir ruhsal besin. Oyuncağın malzemesi, şekli farklı olsa da, kültüre özgü değişkenleri olsa da, eylemin kendisi evrenseldir.
Her çocuk doğduktan bir süre sonra oyun oynamaya başlar. Onun tanıma, keşfetme, öğrenme yöntemi, beslenme kaynağı oyundur. Dünyaya gelişiyle başlayan bu oyun oynama süreci hayatı boyunca devam eder. Birkaç saniyeliğine durup düşünelim, hangi yaşta olursa olsun oyun oynamayan biri var mı etrafımızda?
Çocuk, oyun sırasında zıplar, koşar, tırmanır, özgürce hareket eder, bedenini tanır, sosyal ilişkilerini geliştirir. Ebeveynleriyle veya çevresindeki yetişkin ile oynayarak, kurduğu iletişimi arttırır; başkalarına saygı duymayı, kendini ifade etmeyi, korumayı öğrenir. Sevgi, paylaşmak, kazanmak, kaybetmek, mutluluk, kıskançlık gibi duygularını tanır, neyi sevip neyi sevmediğini, neyi yapıp neyi yapamadığını gözlemler.

Oyun Bir Çocuğun Yaşamı İçin Ne İfade Eder?
Oyun, çocuğu hayata hazırlayan bir etkinliktir. Oyun sırasında doktor, öğretmen, bakkal, anne, baba gibi birçok role bürünerek empati yapmayı, aile kavramını, sosyal iletişimi öğrenir. Sorunlarla baş etme ve uyum sağlama becerisini geliştirir, hesap yaparak zihnini çalıştırır. Aynı zamanda oyun, çocuk için çok iyi bir iyileştiricidir. Korktuğu bir şeyi, yaşadığı sıkıntısını oyun yoluyla tekrar tekrar ifade ederek farkında olmadan bu durumu normalleştirir ve baş etmeyi öğrenir. Yaralarını iyileştirir.
Okul öncesi eğitimi alan bir çocuğun günde en az 5 saat, bir ilkokul çocuğunun ise 3 saat oyun oynamaya ihtiyacı vardır. Çocukların gelişimsel ve ruhsal yönden sağlıklı olabilmesi için beslenme, barınma, korunma gibi ihtiyaçlarının yanında oyun oynamaya da gereksinimleri vardır.
Unutulmamalıdır ki, çocuk için oyun her şeydir ve en temel ihtiyaçlarından biri de özgürce oyun oynayabilmesidir.
Bu yazı hazırlanırken aşağıdaki kaynaklardan yararlanıldı.
Teber,M. (2011, 21 Mart). Çocuklar Aslında Oyuncak İstemiyor. http://www.mehmetteber.com/2013/01/cocuklar-aslinda-oyuncak-istemiyor.html
Oyun ve Çocuk. (2016, 20 Kasım). Pedagoji Derneği. http://pedagojidernegi.com/icerik.asp?ID=128
Egemen, A. , Yılmaz, Ö. ve Akil, İ. (2004). Oyun, Oyunca Ve Çocuk. ADÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2004; 5(2) : 39 – 42
Tabur, S.T. (2016, 14 Aralık). Çocuk İçin Oyunun Önemi . http://haydigeloynayalim.com/yazi/cocuk-icin-oyunun-oenemi-1?id=111